Soru ve Cevaplar
-
Soru
Hükmî kirlilik/hades ve hükmî temizlik/hadesten taharet ne demektir?
Cevap
Dinî literatürde hükmî kirlilik, abdestsizlik veya cünüplük sebebiyle insanda meydana geldiği var sayılan manevi kirlilik hâlidir. Kaynaklarda bu durum hades terimiyle ifade edilir (Buhârî, Vudû, 2, Meydânî, el-Lübâb, I, 5).Hades, büyük hades ve küçük hades olmak üzere ikiye ayrılır. Cünüplük, hayız ve nifas gibi hükmî kirlilikler büyük hades, abdest gerektiren hükmî kirlilik ise küçük hadestir (Meydânî, el-Lübâb, I, 5).Büyük hükmî kirlilikten gusül ile, küçük hükmî kirlilikten abdest ile temizlenilir. Suyun bulunmaması veya bulunduğu hâlde kullanma imkânının olmaması hâlinde her ikisinden temizlenme yolu ise teyemmümdür (Kâsânî, Bedâî’, I, 44).
-
Soru
Abdest nasıl alınır?
Cevap
Abdest, “belli organları usulüne uygun olarak su ile yıkamak ve bazılarını da ıslak el ile mesh etmek” şeklinde tarif edilir (Merğînânî, el-Hidâye, I, 93-94).Abdestle ilgili olarak Kur’an-ı Kerim’de, “Ey iman edenler! Namaza kalktığınızda yüzlerinizi, dirseklere kadar kollarınızı yıkayın, başınızı meshedin ve topuklara kadar ayaklarınızı yıkayın… Eğer su bulamazsanız temiz toprakla teyemmüm edin.” (Mâide, 5/6) buyurulur. Hz. Peygamber (s.a.s.) de hem abdestin nasıl alınacağını müslümanlara fiilî olarak göstermiş (Merğînânî, el-Hidâye, I, 102) hem de abdestsiz olarak kılınacak hiçbir namazın Allah katında kabul olunmayacağını belirtmiştir (Buhârî, Vudû, 2; İbn Mâce, Tahâret, 47).Abdestin bu âyette ifadesini bulan dört farzında sünnî fıkıh mezhepleri ittifak etmişlerdir. Ancak Hanefî mezhebinin dışında kalan diğer üç sünnî mezhebin bunlara bazı şartlar ilave ettiği görülür. Mesela abdeste niyet etmek bu üç mezhebe göre, abdeste başlarken besmele çekmek Hanbelîlere göre, dört farzın âyette sayılan sıraya uygun yapılması (tertîp) Şâfiî ve Hanbelîlere göre, bu işlemlerin ara verilmeden yapılması (muvâlât) Mâlikî ve Hanbelîlere göre farzdır. Hanefilere göre ise bu sayılanlar sünnettir.Sünnetlerine ve adabına (Buhârî, Vudû, 7; Ebû Dâvûd, Taharet, 50) riayet edilerek, abdest şöyle alınır:Niyet ve besmele ile abdeste başlanıp önce eller bileklere kadar ve parmak araları da hilallenerek/ovuşturularak üç defa yıkanır. Varsa deri üzerindeki hamur, boya, sakız gibi maddeler temizlenir. Parmaktaki yüzük oynatılır. Misvak veya diş fırçası ile, bunlar yoksa sağ elin parmaklarıyla dişler temizlenir. Sağ el ile üç defa ağza, üç defa da burna su verilir. Üç kere yüz yıkanır. Sonra dirsekle birlikte sağ kol üç defa, sonra aynı şekilde sol kol üç defa yıkanır. Sağ el ıslatılarak avuç ve parmakların içiyle başın üstü bir defa mesh edilir. Bu şekilde başın dörtte birini mesh etmek yeterli ise de iki elle başın tamamının mesh edilmesi Malikî mezhebine göre farz (İbn Cüzey, el-Kavânîn, s. 84), diğer mezheplere göre sünnettir. Eller yine ıslatılarak başparmakla kulağın dışı, şehadet parmağı veya serçe parmakla içi mesh edildikten sonra her iki elin arkasıyla boyun mesh edilir. Önce sağ, sonra sol ayak, parmak uçlarından başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dâhil olmak üzere yıkanır. Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir (Kâsânî, Bedâî’, I, 23-25).
-
Soru
Abdest alırken niyet etmek farz mıdır?
Cevap
Abdest alırken niyet etmek, Hanefî mezhebine göre sünnet, diğer üç mezhebe göre farzdır. Hanefîler, abdest âyeti olarak bilinen âyette (Mâide, 5/6) emredilen fiiller arasında niyetin bulunmayışını delil olarak alırlar. Öte yandan abdest gibi namazın şartlarından olan ‘necasetten taharet’ ile ‘setr-i avret’te niyetin zorunlu olmayışı ve abdestin bazı ibadetlere bir vesile olup kendi başına müstakil bir ibadet sayılmayışı da Hanefilere göre abdestte niyetin farz olmadığını gösterir (Kâsânî, Bedâî’, I, 19-20; Merğînânî, el-Hidâye, I, 103-104; Aliyyü’l-kârî, Fethu Bâbi’l-‘İnâye, I, 55-56).Diğer mezhepler ise, Cenab-ı Hakk’ın “Hâlbuki onlara, ancak dini Allah’a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O’na kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti.” (Beyyine, 98/5) âyeti ile Hz. Peygamberin (s.a.s.) “Bütün ameller niyetlere bağlıdır…” (Buhârî, Bed’u’l-vahy, 1; Müslim, İmâre, 155) hadisinden hareketle her ibadette olduğu gibi abdestte de niyet etmenin farz olduğunu söylemişlerdir (Şirbînî, Muğnî’l-muhtâc, I, 86).
-
Soru
Mezhepler arasında abdestin farzları konusunda farklılık var mıdır?
Cevap
Hanefîlere göre abdestin farzları, Kur’an-ı Kerim’de (Mâide, 5/6) ifade edildiği üzere; yüzü yıkamak, kolları dirseklerle birlikte yıkamak, başı mesh etmek, ayakları topuklarla birlikte yıkamaktır (Mevsılî, el-İhtiyar, I, 40-42).Şâfiîlere göre bu şartlara ilaveten, abdeste niyet etmek ve tertip (abdest organları yıkanırken âyetteki sırayı gözetmek) de farzdır (Şirbînî, Muğnî’l-muhtâc, I, 85-95).Hanbelîler, tertibi ve bir görüşlerinde organların ara verilmeden art arda yıkanmasını/muvâlâtı (İbn Kudâme, el-Muğnî, I, 189, 191); Mâlikîler ise, niyet ve abdest organlarının art arda yıkanması yanında, organların yıkanırken ovulmasını da abdestin farzlarından sayarlar (Haraşî, Şerhu Muhtasar, I, 120).Abdestin ittifak edilen farzlarının ayrıntılarıyla ilgili de mezhepler arasında bazı farklılıklar vardır. Hanbelîlere göre yüzü yıkamanın kapsamına ağza ve burna su vermek dâhildir (İbn Kudâme, el-Muğnî, I, 166). Aynı şekilde hem Mâlikîlere hem de Hanbelîlerce tercih edilen görüşe göre başın tamamını mesh etmek, başı mesh etme farzının kapsamındadır (İbn Kudâme, el-Muğnî, I, 175-176; Haraşî, Şerhu Muhtasar, I, 124-125).
-
Soru
Abdestin sadece farzlarıyla yetinildiğinde abdest geçerli olur mu?
Cevap
Bir Müslümanın, yerine getirmekle yükümlü olduğu herhangi bir ibadetin sorumluluğundan kurtulması için o ibadetin farzlarını ve vaciplerini yerine getirmesi yeterlidir. O ibadetin sünnetleri, elde edilecek sevabın arttırılmasına vesile olur, terk edilmeleri hâlinde ise bir sorumluluk doğurmaz. Ancak abdest alırken sünnetleri kasten terk etmek mekruhtur (Krş. İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, I, 219-221).
-
Soru
Abdest alırken belli duaları okumak şart mıdır?
Cevap
Bazı kaynaklarda abdest alırken her organın yıkanması sırasında ayrı ayrı okunacak dualara yer verilir (Nevevî, el-Ezkâr, s. 32- 35). Fakat sahih rivayetlere göre Hz. Peygamber (s.a.s.), abdest alırken özel bir dua yapmamıştır. Dolayısıyla güzel anlamlar içeriyor olsa da abdest sırasında bu duaların okunması şart değildir. Bununla birlikte okumasında da bir sakınca yoktur.Sahih rivayetlere göre Hz. Peygamber (s.a.s.) abdestin bitiminde,أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ اللَّهُمَّ اجْعَلْنِى مِنَ التَّوَّابِينَ وَاجْعَلْنِى مِنَ الْمُتَطَهِّرِينَ (Ben şahitlik ederim ki, Allah’tan başka ilah yoktur. Yine şahitlik ederim ki Muhammed O’nun kulu ve elçisidir. Allah’ım! Beni tövbe edenlerden ve temizlenenlerden eyle) duasını okuyan kimse için Cennetin sekiz kapısının açılacağını ve dilediği kapıdan içeri girmesine izin verileceğini müjdelemiştir (Tirmizî, Tahâret, 41).
-
Soru
Misvak kullanmanın hükmü nedir? Dişlerin fırçalanması misvak kullanmak yerine geçer mi?
Cevap
Abdest alırken misvak ve benzeri bir şeyle ağız ve diş temizliğini yapmak sünnettir (Mevsılî, el-İhtiyâr, I, 44). Zira bu temizlik fıtrattan sayılmaktadır (Müslim, Taharet, 56; Ebû Dâvûd, Taharet, 29). Allah Resûlü (s.a.s.) bir hadislerinde, “Ümmetime ağır gelmesinden (meşakkat) endişe etmeseydim, onlara her namaz vaktinde dişlerini misvakla temizlemelerini emrederdim.” (İbn Mâce, Tahâret, 7) buyurmuştur.Hz. Peygamberin (s.a.s.) uygulamasında ağız ve diş temizliği asıl olup, o dönemde diş temizliğinde misvak kullanılmakta idi. Bugün misvak yerine diş fırçası kullanılmaktadır. Ağız ve diş sağlığı için uygun olan herhangi bir ürünün veya yöntemin kullanılmasıyla bu sünnet yerine getirilmiş olur.
-
Soru
İdrar yapan bir kimse belli bir süre geçmeden abdest alabilir mi?
Cevap
İdrar yaptıktan sonra, şahsa, şartlara ve hatta yaşa bağlı olarak az veya çok sızıntı gelebilir. Bu sızıntıların tamamen kesilmesi için bir süre beklemek uygun olur. Bu beklemeye istibrâ denir (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, I, 558).İstibrâ, yürümek, öksürmek, hareket etmek vb. yollarla yapılabilir.Küçük abdestini bozduktan sonra istibrâ yapmadan abdest alan kişiden abdestten sonra akıntı gelirse abdesti bozulur ve yeniden abdest alması gerekir (Merğînânî, el-Hidâye, I, 106-107). Ayrıca temizlik iyi yapılmadığı takdirde geriye kalan idrar sızıntısı elbiseye bulaşacak ve belli bir orana ulaşacak olursa (avuç ayası kadar bir alanı kaplaması) namazın sıhhatine engel olur (Mevsılî, el-İhtiyâr, I, 110-111).İdrar yaptıktan sonra sızıntısı olmayan kişilerin, beklemeden hemen abdest almalarında bir sakınca yoktur. İstibrâ ve temizlik konusunda gerekli hassasiyeti gösteren kişinin, yersiz düşünce ve vesveseye itibar etmemesi gerekir.
-
Soru
Boya, oje, ruj ve jöle gibi maddeler abdest ve gusle engel olur mu?
Cevap
Gusül veya abdest alırken, yıkanması gereken organların kuru yer kalmayacak şekilde yıkanması gerekir. Aksi hâlde gusül veya abdest geçerli olmaz. Dolayısıyla, gusledecek veya abdest alacak kimsenin bedeninde veya abdest organlarında suyun deriye ulaşmasına engel olacak bir madde bulunmamalıdır (Aliyyü’l-kârî, Fethu bâbi’l-‘inâye, I, 73). Ancak mesleğini icra ederken tırnaklarına boya yapışan boyacı veya tırnaklarının arasına çamur girip de çıkartamayan çiftçi ve benzeri meslek sahipleri bundan müstesnadır (el-Fetâva’l-Hindiyye, I, 6; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, I, 288). Bu kimseler için cilde yapışan ve tırnak aralarında kalan hamur, mum, zamk, boya vb. şeyler abdest ve gusle engel olmaz.Fakat isteğe bağlı olarak vücuda sürülen ya da yapıştırılan oje, ruj, geçici dövme ve takma tırnak gibi maddeler bu ruhsatın dışındadır. Böyle maddeler suyun bedenle temasına engel olursa abdest ve gusle de engel olurlar. Bunların abdest veya gusülden önce giderilmesi gerekir. Saça sürülen jöle ise bir tabaka oluşturmadığından abdest ve gusle engel olmaz.
-
Soru
Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Cevap
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadıyla sürülen ancak tabaka oluşturan merhem vb. maddelerin yıkanması, yapılan tedaviye engel teşkil etmiyorsa, bu organın yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa, ıslak elle üzerine mesh edilir. Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, I, 217, 472).Bu maddeler deri üzerinde bir tabaka oluşturmuyorsa, abdestin geçerliliğine etki etmez.
-
Soru
Gözdeki lens abdest ve gusle engel midir?
Cevap
Gusülde ve abdestte gözün iç kısmını yıkamak farz değildir. Zira gözlerin iç kısmını yıkamakta meşakkat vardır. Ayrıca bu durum gözlere zarar da verebilir (Mevsılî, el-İhtiyâr, I, 40, 57). Dolayısıyla gözdeki lens, gusle ve abdeste engel değildir.
-
Soru
Diş doldurtmak, kaplatmak veya tel taktırmak abdest ve gusle engel olur mu?
Cevap
Tedavi amacıyla diş doldurtmak veya kaplatmak caizdir. Dolgu, kaplama, tel taktırma, implant yaptırma veya sabit protez, abdest ve guslün sıhhatine engel olmaz. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra, dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca, kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, tedavi amaçlı olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini yapabilir. Söz konusu tedavinin abdestsiz, cünüp veya âdetli iken yapılması da mümkündür.
-
Soru
Abdest alırken başörtüsünün üzerinden baş mesh edilebilir mi?
Cevap
Sözlük anlamı ile mesh, bir şeyin üzerindeki kalıntıyı el ile silip gidermek demektir. Buna göre başın mesh edilmiş olması için ıslak elin başa temas etmesi şarttır. Bu sebeple ıslak elin başa temasını önleyecek başörtüsü, bone, peruk vb. şeyler üzerine yapılan “mesh” geçerli olmaz (İbnü’l-Hümâm, Feth, I, 159). Ancak kadınlar abdest alırken başörtülerini çıkartmadan, ellerini başörtülerinin altına sokarak başlarını mesh edebilirler. Zira Hz. Peygamber (s.a.s.) sarığını çıkarmadan, altından elini sokarak başını mesh etmiştir (Ebû Dâvûd, Tahâre, 57).
-
Soru
Abdestli olup olmadığını unutan ya da abdestinden şüphe eden bir kimse ne yapmalıdır?
Cevap
Bir kimse abdest aldığından emin olduğu hâlde, abdestini bozup bozmadığı konusunda şüpheye düşerse, o kimse abdestli sayılır. Öte yandan abdestini bozduğunu bildiği hâlde, sonradan abdest alıp almadığından şüphe eden kimse ise abdestsiz sayılır. Çünkü kesin olarak bilinen bir şey şüphe ile ortadan kalkmaz (Mevsılî, el-İhtiyâr, I, 56; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, I, 283).
-
Soru
Namazda veya namaz dışında ağlamak abdesti bozar mı?
Cevap
Her ne sebeple olursa olsun namaz dışında ağlamak ve buna bağlı olarak gözden yaş akması abdesti bozmaz. Ancak namaz esnasında, dünyalık bir endişe ile ses çıkararak ağlamak kişinin namazını bozar, abdestini bozmaz (Mergınanî, el-Hidâye, II, 4,5). Bununla birlikte namazda Allah korkusu, cennet veya cehennemin hatırlanması vb. nedenlerle ağlamak abdesti bozmayacağı gibi namaza da zarar vermez.
-
Soru
Abdest suyunun elbiseye sıçramasının sakıncası var mıdır??
Cevap
Abdest ve gusülde kullanılmış sulara ‘mâ-i musta’mel’ (kullanılmış su) denir. ‘Kullanılmış su’ hükmî kirliliği (hades) giderme özelliğini yitirmiş olsa bile, necis sayılmaz. Bu sebeple bu tür sular değdiği yeri kirletmiş olmaz (Mevsılî, el-İhtiyâr, I, 70-71).
-
Soru
Bayılma ve aklını yitirme abdesti bozar mı?
Cevap
Az ya da çok süre bayılmak, çıldırmak, akıl hastası olmak, normal yürüyemeyecek ölçüde sarhoş olmak veya sara (epilepsi) nöbeti geçirmek gibi aklın algılama gücünü gideren şeylerle abdest bozulur. Bunların kendileri abdest bozucu değildir. Bu durumda olanlar, ne yaptıklarını bilmedikleri için abdestleri bozulmuş olur (Mevsılî, el-İhtiyâr I, 53).
-
Soru
Diş etinde kanama meydana gelen kişinin abdesti bozulur mu?
Cevap
Hanefîlere göre bedendeki bir yaradan çıkıp yaranın dışına akan kan abdesti bozar. Diş etinden çıkan kan ise karıştığı tükürüğün yarısı veya daha fazlası kadar olduğunda abdesti bozar (Mevsılî, el-İhtiyâr, I, 52). Şâfiîlere göre ise abdest, sadece ön ve arkadan çıkan şeylerle bozulur. Bunların dışındaki yerlerden gelen sıvılar abdesti bozmaz. Dolayısıyla diş eti kanamasıyla abdest bozulmaz (Mâverdî, el-Hâvî, I, 199-200).
-
Soru
Uyumak abdesti bozar mı?
Cevap
Uykunun abdesti bozmasındaki ölçü, yere sağlam bir surette oturup oturmamaktır. Buna göre yan yatarak ve namaz dışında secdedeymiş gibi durarak uyumak abdesti bozar. Ancak, uyku ile uyanıklık arasındaki hâlde veya yere sağlam bir surette oturmuş ve mafsalları gevşememiş bir haldeyken uyumak abdesti bozmaz (Mevsılî, el-İhtiyâr, I, 53). Bu bakımdan mesela ulaşım araçlarında oturarak seyahat eden yolcuların, dik otururken koltukta uyumaları durumunda abdestleri bozulmaz.
-
Soru
Karşı cinse dokunmak abdesti bozar mı?
Cevap
Bir erkeğin yabancı bir kadına dokunması, günah olmakla beraber, Hanefî mezhebine göre bu durumda erkeğin de kadının da abdesti bozulmaz (Mevsılî, el-İhtiyâr, I, 54). Şâfiî mezhebine göre ise, bir kişi karşı cinsten olan ve kendisiyle arasında dinen evlenme engeli bulunmayan bir kimseye arada bir engel olmaksızın dokunursa, her ikisinin de abdesti bozulur (Mâverdî, el-Hâvî, I, 183-187). Ancak karşı cinsin saç veya tırnağına dokunmakla abdest bozulmaz.
-
Soru
Kulak akıntısı abdesti bozar mı?
Cevap
Bir ağrı ve sızı olmaksızın kulaktan, göbek ve gözden çıkan akıntı abdesti bozmaz. Ancak akıntı, ağrı ve sızıyla çıkarsa Hanefîlere göre abdest bozulur. Zira ağrı, yaranın varlığına delildir. Yaradan akan sıvı da abdesti bozar (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, I, 279). Şâfiî mezhebine göre ise, abdest, sadece ön ve arkadan çıkan şeylerle bozulur. Bunların dışındaki yerlerden gelen sıvılar abdesti bozmaz. (Mâverdî, el-Hâvî, I, 199-200).
-
Soru
Tenya ve benzeri bağırsak kurtları abdesti bozar mı?
Cevap
Vücuttan çıkan her türlü kan, irin, akıntı, önden ve arkadan çıkan her şey abdesti bozar. Aynı şekilde anüsten (makattan) çıkan tenya ve benzeri kurtlar da abdesti bozar. Çünkü bunlar, necaset mahalli olan yerden çıkmaktadırlar (Merğînânî, el-Hidâye, I, 117).
-
Soru
Kusmak abdesti bozar mı?
Cevap
Hz. Peygamberin (s.a.s.) kusmaktan dolayı abdest aldığı rivayet edilmiştir (Tirmizî, Tahâret, 64). Ancak bunun ağız dolusu olması gerekir. Ağız dolusu kusulan şey, ister yemek ister safra ister kan olsun abdesti bozar. Balgam ise tükürük hükmünde olup abdesti bozmaz. Ağız dolusu sayılmanın ölçüsü, gelen kusmuğun zorlanmadan tutulamayacak bir durumda olmasıdır. Bulunduğu ortamı değiştirmeden birden fazla kusma halinde toplamı ağız dolusu olan kusmukla da abdest bozulur (Merğînânî, el-Hidâye, I, 110-113; Mevsılî, el-İhtiyâr, I, 49-52; Meydânî, el-Lübâb, I, 12).Şâfiîlere göre ise kusmakla abdest bozulmaz (Mâverdî, el-Hâvî, I, 199-200).
-
Soru
Trombosit vermek abdesti bozar mı?
Cevap
Trombosit, kan içinde bulunan ve kanın pıhtılaşmasını sağlayarak kanamayı durduran hücrelerdir. Halk arasında beyaz kan olarak da bilinmektedir. Trombosit iki şekilde elde edilir:a) Normal kan verme yöntemi ile: Bu yöntemde normal kan vermek söz konusu olduğu için abdest bozulur.b) Aferez cihazı ile: Bu yöntemde aferez cihazı ile gönüllünün bir kolundan kan alınır, içindeki trombositler ayrılarak diğer koldan gönüllüye geri verilir. Bu yöntemle alınan kan, her ne kadar diğer koldan aynı kişiye geri verilmekte ise de kanın dışarıya çıkması söz konusu olduğundan aynı şekilde abdest bozulur.Bu hükümler Hanefî mezhebine göredir. Şâfiîlerde ise kan vermekle abdest bozulmaz. (Bkz. Mâverdî, el-Hâvî, I, 199-200; Şirbînî, Muğnî’l-muhtâc, I, 64).
-
Soru
Protez göz veya gözden akan iltihap abdesti bozar mı?
Cevap
Abdestte gözlerin içinin yıkanmasının gerekmediği konusunda, âlimler ittifak etmiştir (Mevsılî, el-İhtiyâr, I, 40, 57; İbn Âbidîn, Reddü’l-Muhtâr, I, 97; Nevevî, el-Mecmû‘, I, 369). Bundan dolayı göze takılan protezler abdeste mani değildir. Göze takılan protezin kendisi abdeste mâni olmadığı gibi, gözden gözyaşı gibi dinen temiz olan bir şeyin çıkmasına sebep olması durumunda da abdest bozulmaz. Hadiste “Gözyaşından ve burun akıntısından dolayı abdest gerekmez.” (Abdürrezzâk, el-Musannef, I, 146, Hadis No: 559) buyurulmuştur. Ancak gözden, dinen necis sayılan kan, irin ve iltihap gibi şeylerin çıkmasıyla Hanefî mezhebine göre abdest bozulur (Merğinânî, el-Hidâye, I, 17).Şâfiî mezhebine göre ise ön ve arkadan çıkanlar hariç vücudun diğer yerlerinden çıkan şeylerden dolayı abdest bozulmadığı için gözden akan iltihap, kan vb. sıvılarla da abdest bozulmaz (Mâverdî, el-Hâvî, I, 199-200; Şirbînî, Muğnî’l-muhtâc, I, 64).
-
Soru
Periton diyalizine giren hastanın abdesti bozulur mu?
Cevap
Periton diyalizi, böbrek yetmezliği hastalığında kullanılan bir tedavi yöntemidir. Bu yöntemle karın boşluğuna bir katater yerleştirilir. Bu kataterden verilen diyaliz sıvıları ile karın boşluğu doldurulur. Karın zarı bir filtre görevi görür. Kandaki zararlı madde ve fazla sıvılar karın boşluğundaki sıvıya geçer. Bu sıvının boşaltılması ile vücutta biriken fazla sıvı ve zehirli maddeler vücuttan atılır.Yukarıda izah edildiği şekliyle periton diyalizi uygulanan böbrek hastalarının karın boşluğuna verilen ve daha sonra dışarı atılan sıvılar vücuttaki dinen pis sayılan bir nesnenin dışarıya çıkması hükmündedir. Bu itibarla, idrardan korunma hususunda gösterilen titizliğin, bu su için de gösterilmesi gerekir. Mezkûr sıvının anlatıldığı şekilde vücut dışına çıkışı veya çıkarılışı, normal hâllerde vücuttan dışarı çıkan dinen pis bir maddede olduğu gibi abdesti bozar. Elbiseye veya bedene bulaşması hâlinde bu kısmın yıkanması gerekir (Kâsânî, Bedâî’, I, 119; Merğînânî, el-Hidâye, I, 118).
-
Soru
Ağız veya burun ameliyatı olan bir kimse nasıl abdest alır?
Cevap
Abdestte mazmaza ve istinşâkın (ağza ve burna su vermenin) hükmü âlimler arasında tartışmalıdır. Bunun sebebi, ağız ve burnun, yıkanması farz olan yüzden olup olmadığı konusundaki ihtilaftır. Hanefî, Şâfiî ve Mâlikîlerin içerisinde bulunduğu cumhura göre, ağza ve burna su vermek abdestin sünnetlerindendir (Merğinânî, el-Hidâye, I, 16; Nevevî, el-Mecmû‘, I, 465; Hattâb, Mevâhib, I, 245). Hanbelîlerde ise hem abdest hem de gusülde ağza ve burna su vermek farzdır (İbn Kudâme, el-Muğnî, I, 88).Bu konuda cumhurun delilleri daha kuvvetli ve isabetlidir. Buna göre abdestte ağzın ve burnun yıkanması sünnet olduğundan, abdest esnasında bir hastalıktan veya ameliyattan dolayı veya sebepsiz olarak ağza ve buruna su vermeyi terk eden kimsenin bu davranışı abdestin geçerliliğine engel olmaz.
-
Soru
Hanefî mezhebine mensup bir kimsenin bir yeri kanarsa abdest konusunda Şâfiî mezhebini taklit edebilir mi?
Cevap
Herhangi bir yeri kanayan Hanefî mezhebine mensup bir kişinin, abdest almada zorluk yaşama, Cuma, Cenâze ve Bayram namazlarına yetişememe gibi endişelerle Şâfiî mezhebini taklit etmesinde bir sakınca yoktur. Zira mezhepler arasında ihtilaf olan konularda, belli bir mezhebe bağlı kalmak zorunlu olmayıp, mazerete binaen başka bir mezhebin görüşü ile de amel edilebilir (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, I, 177).
-
Soru
Abdest alabileceği uygun bir ortam bulamayan kadın, teyemmüm ederek namazını kılabilir mi?
Cevap
Kadın abdest alırken yabancılar tarafından görülmesi haram olan yerleri açılacaksa, kendisi hükmen suyu kullanmaktan aciz kabul edilir ve teyemmüm ederek namazını kılar. Ancak bu durumdaki bir kadın, namaz vaktinin sonuna kadar abdest alabileceği uygun ortamı bekler. Eğer vaktin çıkacağından endişe ederse teyemmüm ederek namazını kılar (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, I, 289-290, 399; Tahtâvî, Hâşiye, s. 118).